DÜĞÜN

  Yöremizin vazgeçilmez örf ve adetlerinin biriside gelin günü, yani gelin çıkarmaktır. Bu da düğünün 3. günü olur. Düğünün 3.günü demek, kendi lisanımıza göre gelin günü demektir. Bu gelin günü şöyle olur;

            Gelin günü erken saatlerde davul çalınır, buna sabah davulu adı verilir. Davullar çalına dursun, o günün hazırlıkları başlar. Mesela; aşçı yemekleri pişirmek için kazanları ve odun pişecek yemekleri, yağı, tuzu, ekşisi , biberi velhasıl hepsini hazırladıktan sonra pişirmeye koyulur. Yemeklerin mutlaka öğleye pişip hazırlanması lağzımdır. Bu yemek işi hazırlana dursun , öğleye yakın güvey tıraşı için davul zurna eşliğinde berber düğün evine getirilir. Ayrı bir odaya oturtulur. Vakit geçirmeksizin hemen ilk önce güvey tıraş olur. Arka sıra sağdıç, hısım, akraba ve yakınları tıraş olurlar. Berbere gereken hediye verilir. Tıraş işleri devam ederken öğlen namazına müteakip, imam ve halka yemek yedirilmek ve düğün alayına katılmak için düğün evine davet edilir. Güvey tıraş olduktan sonra boy abdesti almak için düğün evine davet edilir. Güvey tıraş olduktan sonra boy abdesti almak(yıkanmak) için banyoya gider. Yıkandıktan sonra tenha bir odada hazır bekleyen imam daha evvel kız evinden gelen güveyin elbiselerini dua ede ede ilk önce sağ kol ve sağ ayaktan başlar. Böylelikle hem güveyi hem de sağdıcı giydirir. Boyunlarına da birde bez takar. İmam güveyi giydirirken, düğüne gelenlere yemek yedirilir. Yemek yeme işleri devam ederken, düğün evinin yakınlarına birkaç kişi daha evvel yani çeyiz günü oğlanın eşyalarını kız evine götürülmesi bu defa kız ve oğlanın eşyalarının ikisini birden oğlan evine götürmek için kız evine at arabası veya traktörle giderler, bunlara ev döşeyicisi adı verilir. Kız evine varınca daha evvel eşya ve yatakların üzerine oturtulmuş, çocuklara para ve bahşiş verdikten sonra eşyaları dışarıda bekleyen araca yüklenir, en üstüne kilimler örtülür. Düşmemesi için birkaç kişi araçta bulunur. Davul, zurna vurula vurula oğlan evinin yolunu tutarlar.Oğlan evine varınca eşyalar indirilir. Daha evvel güvey için hazırlanan odaya ev döşeyicileri tarafından yerleştirilir. Yemek yeme işi hemen hemen tamamlanmış ve halk güvey donatmak ve gelin alayına katılmak için dışarıda beklerler. Güvey donatmak için hazırlıklar başlar. Düğün evinin yakınında geniş ve düz bir yere hasır serilir. Güveyin ön tarafına gelecek şekilde, birde ayna dikilir, daha evvel kız evinden gelen üzüm, fıstık, şeker,lokum gibi çerezler bir kilime sarılı olarak getirilir. Hasırın üzerine konur. Güvey ve sağdıcın imam tarafından getirilmesi beklenir. Hemen sonra imam sağda güvey solda sağdıç, yan yana arkalarında hasırın üzerine gelirler. İmam güveyle sağdıcın kafalarını birbirine dayar, çekilir. Davul zurna garip garip yörenin gelin ağlatan adı verdiğimiz havasını çalar. İlk önce erkekler düğün evine yardım ve gelen okusuna göre hediyelerini asmaya başlarlar. Erkekler bitince kadınlar başlar. Bu hediye takma işi yöremizde oldukça yaygındır. Bu da halkımızın birbirine ne kadar yardım sever ve bağlı olduğuna işarettir. Asılan hediyeler arasında akrabalık derecesine göre altınlar da bulunur. Para asma işi bitince imam tarafından davul zurna durdurulur. Halk sesi keser. Amin diye dua edilir. Dua bitince gene imam tarafından güvey ve sağdıç düğün evine götürülür. Hemen gelin alayı için atlar hazırlanır. Gelinin ve yengelerin bineceği atlara eğer, keçe ve süslü at başlıkları hazırlanarak takılır. Bu arada davul zurna yöremizin havalarını çalmaktadır. Atlar hazırlandıktan sonra daha evvel hazırlanan yengesi adını taşıyan üç yenge atlara bindirilir. Sağdıçta gelinin atına biner. Sağdıç kendi başına bırakılır. Atı biraz koşturduktan sonra kız evine varır. Sağdıç gelin alayına katılmaz, yengelerinin atlarının başına geçmek için birer çocuk verilir. Yengeler adlarına binerler ve sıra sıra dizilerek yengeler önde, gençler arkada davul zurna da yanda en arkada da yaşlılar yavaş yavaş kız evinin yolunun tutarlar. Gelin alayı kız evine varmadan sağdıç atını koştura ,koştura kız evinin önüne varmış atın üzerinde bekler. Gelin alayı kız evine varınca yaşlılar komşularla bir eve buyurun edilir.Orada sigara, şeker, lokum ikram edilir. Gençlerde dışarıda kendi yöremizin oyunlarını davul zurna eşliğinde oynarlar. Gençlere de şeker, lokum ikram edilir. Yengelerde atlarından indirilir. Kız evine buyrun edilir.   

  Sağdıç,gelin gelip ata bininceye kadar atın üzerinde bekler,gelinin hazır olduğuna dair bir haber gelir,oğlanın babası kız evine girer,daha evvel genç kızlar tarafından gelin bir odaya kapatılmış olup,kızın kaynatası tarafından genç kızlara para hediye verilir.Kızlar müsaade ederler gelin dışarıya çıkarılır.Bir taraftan kızın kendi babası bir tarafından oğlanın babası(gelinin kaynatası)girersadıçla bekleyen atın yanına getirirler,gelin atın bir özengisine basarken sadıçda attan iner ve atın başını tutar.Gelin ata binince anası,yakınları tarafından gelinin başından şeker ve para atarlar.Yengelerde atlarına binerler artık oğlan evinin yolunun tutmak için hazırdırlar.Davul zurna garip garip çalmaktadır,yola koyulurlar.Gelinin atının başını tutan sadıç ve babası gelinle en önde,onun arkasından yengeleri takiben gençler,davul zurna,yaşlılar bu arada kız evi,oğlan evi hangi mahallede olursa olsun gelin ve gelin alayı mutlaka cami dolaştırılır.Bu da vazgeçilmez adetlerimizdendir.Böylelikle oğlan evine varınce gelinin atı evin kapısı önüne çekilir.Yengelerde kapıya yakın bir yerde dururlar.Gelin atından indirilmeden evvel,şık giyimli güvey (Damat),evin damından kadınların arasında gelinin gelmesini beklerken gelinin başından para ve şeker atar,hemen eve döner.Bu arada gelinin kaynanası gelini attan indirmek ister ama gelin inmek istemez.Maksadı kaynanasından hediye almaktır.Kaynana;Koyun,inek,altın,para,tarla,para gibi hediye vereceğini söyleyince gelin attan iner.Kaynana;elinde bulunan ipek bir şalı gelinin boynuna dolar ve şalın iki ucundan tutarak gelinin önünden çeker,kaynata gelini sağ kolunu tutarak evine götürülür.(Gelinin boynuna dolanarak kaynana tarafından çekilen şalın anlamı ise,gelinin evimize geldiği günden itibaren sözümü dinlesin,sözümden çıkmasın,daima itaatkar ve terbiyeli olsun diye bu adet yapılmaktadır.)Bir sandık üzerine oturtulur.Güvey dışarı çıkar kendisini bekleyen gençlerle ve halka sigara ikram eder.Davulcuların bahşişini verir,böylelikle halk dağılır ve damatla evli bulunan damadın yakın arkadaşı damatla gün batımına kadar evlilik konularında damada rehberlik eder.Aynı gün akşam namazından sonra yine imam gelir,gelinin ve damadın dini nikahlarını kıyar topluca yassı namazına giderler.Yassı namazını kıldıktan sonra güvey caminin içinde cemaatin ellerini öper ve hellalleşir.Camiden çıkılınca imam ve cemaat gene topluca güveyi öne geçirirler,tekbir ala ala oğlan evine gelirler.Güveyi bekleyen gençler güveyle sarılıp vedalaştıktan sonra başka bir odada beklerler.Bu arada damat gerdeğe gireceği kapı önüne gelerek imam ve evin efradı (Yakınları)tarafından dua yapılır,damat bu yakınları ile helallaşır,güvey imam tarafından sırtı sıvazlanır ve hafifçe bir yumruk vurulur bu yumruk damadın heyecanlanmaması için yapılır.Ve damadın kapısı kapanır.Kız evinden gelen kızın yakın arkadaşları ve kız yengesi başka bir odada bekler.Bu bekleyiş gelin adayının bakirelik durumunun neticesini alıncaya kadar devam eder.Bundan sonra damat ile gelin gerdek odasında iki rekat namaz kılarlar.Namazdan sonra damat eşi olacak gelin adayını konuşturmak için bazı hareket ve konuşmalarda bulunur.Gelin ise konuşmamakta direnir.Bu konuşmamak ise damattan bahşiş ve hediye almak içindir.Bu hediye ve bahşiş ziynet olabileceği gibi para ve menkul ve gayri menkulde olabilir.Gelin bahşiş ve hediyesini aldıktan sonra bakire olduğunu ispatlar.Dışta bekleyen damadın arkadaşları güvey kapısını çalarak güveyden yengeleri olacak gelin tatlısını isterler.Bir tabak hatta yeterince tatlı verilir.Bu tatlı arkadaşları tarafından yenilir.Güvey evinden dağılınılır.Güvey ile gelin baş başa bırakılır.

           Sabah erken kalkan damat ile gelin damadın babası ve annesinin ellerini öperler hatta evde bulunan diğer küçükler yalnız selamlaşma değil,elleri de öpülür.(Küçük olsalar dahi)sonra kızın annesi ve babasının evi aynı yerde ise hemen oraya gidilir.Başka yerde ise birkaç gün sonra gidilir.Anne evinden ayrılmayan kız annesinden bir şeyler beklemektedir.Bu bekleyişle mekul ve gayri menkul bir şey verilir.Böylece 4 günlük düğünün neticesi alınmış olur.

  

             Gelin günü kız evinde bambaşka bir hava olur.Herkes bir gün önce sevinç ve neşeli olurken,bugün yani gelin herkes donuk ve gözyaşları içinde kederli,çünkü ana baba,kardeş,bacı kızlarının ayrılığı ile acılanırken bir yandan da vardığı evde geçimi olacak mı diye düşünürken,göz yaşları dökerler,kız da gelin olmakla beraber anasından,baba ve kardeşlerinden ayrılmanın acısı ile onunda aynı düşünce içinde olması kızın arkadaşları,hısım akrabası aynı düşünce ve duygu ile gözyaşları içindedirler.Gelin olacak kız gelin günü erken saatlerde komşu ve hısım akrabalarında tenha bir eve götürülür.Burada arkadaşları,hısım ve akrabalarından birkaç kişi bulunur.Gelin olacak kızın zülüfleri kesilir,bu arada kızda yas etmeye başlar.Zülüf kesme işinden sonra gelinlik elbiseleri giydirilir,süslenir artık gelin olacak kız gelinlik vasfına hazırdır.Bu arada evli bir arkadaşı veya akrabası tarafından gelin bir kenara çekilerek gerdek akşamı gelinin yapacağı hareketleri ile ilgili bazı bilgiler geline anlatılır.Gelinde gerdeğe girdiğinde bu hareketleri aynen uygular.Bundan sonra gelin kız evine kız yengesi ile birlikte gelirler.Bu arada anasının,babasının,yakınlarının elleri kız yengesi tarafından öptürülür.Evinden,ana ve babasından ayrılmanın acısını dile getirmek maksadıyla elini öptüğü kişilere yas eder(mani söyler),aynı vaziyette arkadaşları ile sarılıp ağlar.Anasına,babasına,orada bulunanlarla ayrı ayrı sarılıp ağlar.(Yas eder.)Gelini takip eden kız yengesi kız evinin akrabalarından hasta yada yaşlı olupda düğün evine gelemeyenlerin yanına kız yengesi gelin olacak kızı götürür.Onlara da vedalaştırılıp ayrılık manileri söyler. (Yas eder)Onlarda karşılık verir.(Yas eder)Böyle devam ederken akraba ve arkadaşlarıyla vedalaşmak için yas eder.Bu yas işi devam ederken oğlan evinden gelen ev döşeyiçisi adı verilen at arabası veya traktör kız evine gelir,bu arada gelin yası keser.Eşyalar yüklenir,davul zurna vurula vurula araç önde oğlan evinin yolunu tutarlar.Bunlar gitmekte olsun kızın arkadaşları ve kız yengesiile beraber kırılacak eşyaları ellerinde oğlan evine götürülür.Oğlan ve kızın yeni kurulacak yuvalarını(odasını)bu eşyaları getirenler tarafından döşenir(Süslenir), kadınlar geri dönerler.Kız yengesi gelin olacak kıza(Geline)daha evvel komşularından birinin evine oturmuş olan gelinin babası,dedesi,kardeşleri ve yakınlarını yanlarına götürülür orada gelin son ayrılığını dile getirir(Yas eder),ellerini bir kez daha öper.Bu arada oğlan evine gelengelin alayı evin önünde durur.Ata bindirilmek için gelinde içeride hazırlanır.Mesala; duak adı verilen kırmızı şal parçası takılır,hazır olan gelin oğlan evinden gelen kaynatası ve kızın kendi babası biri sağından biri solundan koltuklar atın yanına getirirler.Bir taraftan sağdıç attan iner,bir taraftan da gelin bindirilir.Davul zurna garip garip çalmaktadır.Gelinin başından babası ve anası para ve şeker atarlar.Böylelikle kızlarını uğurlarlar.Geride kalan gözü yaşlı ana baba,kardeş,hısım ve akrabası komşuları tarafından teselli edilmektedir.Böylelikle kız evinin vazifesi bitmiş olur ve düğün sona erer.

NOT:Gelin günü gelinin ana,baba,akraba ve arkadaşları ile birlikte söylemiş oldukları  yaslardan(manilerden)birkaç örnek.

 

Evimizin önü deve dabanı                       

Ana beni attın gurbet yabanı                  

Köyde yokmuydu sığır çobanı                 

Sığır çobanı olaydı                                

Köy içinde kalaydı       

                          

Ak elimi al kınalar yaktılar                      

12 yaşında gelin ettiler                          

Kaderim yok gurbet ele attılar                

 

Ağlar ağlar göz yaşımı silerim.                 

 

                          Evimizin önü mersin dalıdır

                          Yel estikçe kokusu dağılır

                          Şim(di)den sonra ballar yesek ağıdır

                          Bal sizin olsun,gül benim olsun

                          Ben gidiyorum evler size kalsın

 

Evimizin önünde erikli bahçe

 Düşmanımın elinde çiçekli bohça

Çiçekli bohçayı açmaya mı geldin

 Gece ile kına basmaya mı geldin

 

KIZ EVİNDE (GELİN EVİNDE)GELİN GÜNÜ YAPILAN İŞLEMLER:       Gerdek günü gelinin süslenmesinden başka, damat da arkadaşları tarafından hazırlanır.İkindi namazına müteakip güveyi donatılır.(Donatma gelen misafirlerin güveye taktıkları para ve hediyelerdir.) Düğün alayı mahalli vasıtalarla kız evine gider. Kızın arkadaşları gelin süsleme parası olarak para aldıktan sonra kapıyı açarlar. Bu kapı açılmadan önce   düğün yengesi (oğlan yengesi) içeriye girebilir.

                            Babamın bindiği kendi atıdır

                            Sofrada yediği keklik etidir.

                            Babam kız evladı çok mu kötüdür

                            Kötü olduğumdan attın beni el gibi

 

KIZ İSTEME( EH   KAHVESİ):

       İki taraf arasında aracılar vasıtasıyla veya karşılıklı olarak anlaşmaya varıldıktan sonra erkek tarafının büyükleri,çok yakın akraba ve ahbaplarından bir grupla bir gün (genellikle akşam) kız evine giderler.

       Kelamlarını açıkça ifade ederler.(Allahın emri,peygamberin kavli üzerine sizin kızı bizim oğlana istemeye geldik derler.) Bundan sonra kız tarafı (sizden iyisine mi vereceğiz, kızımızı nasip olursa olur)derler. Ondan sonra Kur’anı kerim’den ayetler okunur,şekerle kahve içilir,su içilmez veya istenmez. Artık kız sözlüdür. O anda veya başka zaman iki aile anlaşarak karşılıklı yükte hafif,pahada ağır takılar takarlar.

       Ve kızla erkeğin parmağına o anda veya anlaştıkları münasip bir günde nişan ismi altında bir toplantı yaparak yüzük takılır.Artık bu devre nişanlılık devresidir.  Bundan sonra düğün hazırlıkları başlar.Bir gün her iki aile şehire giderek eğer şehirde ise pazara çıkarak (yöngeç, Urba görme,Keten kesme)isimleri verilen düğün için damat,gelin için ihtiyaç olan malzemeyi satın alırlar.Yine karşılıklı anlaşılan bir günde düğüne başlanılır.Düğüne başlama:Aileler evinin en yüksek yerine bir sopa asarak bu sopaya kırmızı,mavi,mor,veya pembe üç renkte bir yazma asarlar.Düğün başlamıştır.İlçemizde düğün salonunda bazen balo şeklinde,bazen yalnız kadınlar arasında kına gecesi tabirinde bir gece yapılarak olur.İlçemizde ve köylerimizde eski usülde çalgılı ve yemekli düğünlerde yapılmaktadır. Bu tip düğünlerde davet edilenleri çağırmak için davetiye yerine davetçi çıkar. Ev ev dolaşır,düğüne haber verir. Münasip görülen bir günde nikah kıyılır ve nikahtan hemen sonra düğün başlar. İlçemizde ve köylerimizde düğün üç gün devam eder. Davul zurna çalınır. Gerdeği haftanın 2 gününde olur.(Perşembe-Pazar akşamları)Gerdek gününe göre bir gün önce Çarşamba veya Cumartesi akşamları düğünün en hareketli geceleridir.Bu gecelerde meydanda büyük bir ateş yakılır,düğüne iştirak eden bütün halk oraya toplanır.Buna maşala denir.Maşalalarda çeşitli oyunlar oynanır.Hüner sahibi kimseler tarafından orta oyunları merakla seyredilir.Bu esnada çevrede bulunan evlerin damlarından ve pencerelerinden kadınlar toplu halde karanlığın içinde oyunları seyrederler. Bilhassa(eski kadınların mahkeme tarzları-efelerin köy basması ve kadın oynatması-eski usül asker sevkiyatı-arap oyunları)en fazla sevilen oyunlardır.Gelinin eline kına yakarlar,burada tef

Leğen ve değişik çalgılar çalınır.Kına gecesi havaları çok içli içlidir.Dinleyenleri ağlatır. Yakılan kınadan kına dan genç kızlarda kınalanır.Leğenin veya tefin sesi türkünün usülünü tutar bu usüle göre kadın veya kızlar mahalli oyunlar oynarlar.Genç kızlar oynarken kızı almak isteyen oğlan evi tarafından bazı eşya takmak adettir.Daha sonra gelin olacak kız arkadaşları tarafından ortaya çıkarılır.Bu geliş türkü ile değil yasla olur.(yas,şiir haline getirilmiş sözlerin ağıt şeklinde söylenmesidir.)Bütün kızlar gelin olacak kıza sarılarak sevgi veya bağlılıklarını bu şekilde ifade ederler.Eğer kız isteyerek evleniyorsa bu yasta göz yaşı olmaz.Eğer gönüllü evleniyorsa kız hem söyle,hem ağlar.Hem ağlarım hem giderim,tabiri buradan gelir.Anne ve babasına taşlamalarda bulunur.O gece kızın dikilen elbiselerini diğer kızlar giyerek teşhir ederler.Ertesi günü kız becerikli kişiler tarafından veya kadın berberi tarafından süslenir.Hiç konuşmaksızın yas eder.

       KINA GECESİ KIZLAR TARAFINDAN SÖYLENEN KINA HAVALARI:

Getirin kınasını yakalım                                            

Yetmezse azca katalım                                            

Gelinin sözünü tutalım                                            

 

Hani bunun kaynanası

Kireç içinde yabası

Kutlu olsun gelinin kınası  

 

A gelin,A nazlı güzel kınan kutlu olsun

Güveyi yanında sözün tatlı olsun.

 

                       KINA TÜRKÜSÜ

 

Kınası karılır tasta

Kız anası kara kara hasta  

Oğlan evi pek havasta

                                    

 Alsam ismini ismini

  Sarsam kaleme kaleme

  Senin güzelliğin elvanım   

  Değer cümle aleme.

 

Tuz kabını tuzsuz koyan                                          

Hep evleri ıssız koyan                                      

Anasını kızsız koyan

Hani bunun kaynanası

Kireç içinde yabası

Kutlu olsun gelinin kınası      

 

KINA GECESİ KIZLAR VE GELİN KARAFINDAN SÖYLENEN BAZI GELİN YASLARI

 

Fahrice’den aldım kınayı                        

Bezirgandan aldım türlü voleyi                

Yakma yengem yakma tuzsuz kınayı        

Ak ellerim kına istemez  

Çıkası gözlerim sürme istemez    

 

 Bubamın ektiği bostan bittimi

 Kol olup, etrafına attımı,

 Ben gidince Bubam ekmek arttımı

Mehelmiydi,yadellere yabana

Mehel ettin atıverdin ellere

Sular attın salıverdin yellere,

 

                        

 Tülbendimi yüsün anam suyunu atmasın            

 Menevşeli küpeyi yadellere takmasın                

 Kızım gelir diye çıkıp yollara bakmasın   

 Kızının gelmesi mahşere kaldı    

Her sevileri karnında kaldı

 

 

 Biçerim orağını ederim deste,

 Düşerim ellere olurum hasta

 El evine gidiyorum gözlerim yasta,

 Sizler ağlayın durmayın kızlar,

 Hep yüreğimiz birden sızlar.

 

Evimizin önü deve dabanı

Ana beni attın gurbet ele  yabanı

Köyde yokmuydu sığır çobanı

Köy içinde kalaydım of of...

 

 

              Saatini kolunda gezdir babam,

             Saatin üzerine adımı yazdır babam,

              Ellerin köylerinde ölür kalırsam

              Mezarımı sılama kazdır babam.

 

 Beriden gel, gelin beriden

  Ne bakarsın eller gibi geriden

  Ayırdılar koyun gibi sürüden

  Sürüden ayrıldım, tezgin giderim

  Evimden ayrıldım bezgin giderim

 

 

                Hadi kızım sana uğurlar olsun,

                 Gittiğin yerler tozlu duman olsun,

                 Ayda yılda bir selam gelsin,

                 Selamını istemem kendin gelen kızım.

 

 

Sarı çiçek mor menevşe biçimi

Kalıp, kalıp kan bağladı içimi

Şu karşıdan geçen yayla göçünü

Yayla göçü değil ayrılık göçümü

 

     

           Kapı açıldıktan sonra gelinin koluna kız babası ile oğlan babası girerler,vasıtaya bindirirler. Alayın geldiği yoldan değil başka bir yoldan oğlan evine gider. Gelin vasıtadan inerken kayınvalide veya kayınpeder indirmelik bağışta bulunur. Bunlar daha ziyade tarla veya hayvandır. Ailenin ilk mallarıdır. İlerideki sürülerinin ilk hayvanlarıdır. Oğlan evinde gelin babasının önünde kesilen kurban kanı üzerinden geline bastırılarak eve girer. Bazı geleneksel olarak koyun postu üzerinden atlat gibi gelinin usul ve muti olması için adetlerde vardır. Eve çıkarılan gelinin duvağı damat tarafından açılır ve hediye takılır. Bu olaya yüz görümlüğü denilir. Damat o akşam kalabalıkla yatsı namazına gider. Damadın ayakkabısını çalarak hediye almak adettir. ( Arkadaşları tarafından) Ayrıca eve giren damadın arkası yine arkadaşları tarafından yumruklanır. Damat eve girerken hoca ve şahit hazırdır. Dini nikah kıyılır ve dua edilir. Gerdeğe girilir. Sabahleyin bayrak indirilir ve düğün bitmiştir. Kız yengesinin veya düğün yengesinin kız evinden bir hatıra alması adettir. Köy düğünlerinde gelin atla ilçe ve kasabalarda taksiyle getirilmektedir.

 

                    MAŞALA:

                   Maşala: düğünün üçüncü günü(ceyiz günü) akşamı olur. Maşala için hazırlıklar, sorumlu bir kişi maşala için bir ekmek sacı,yeteri kadar odun,çıra olarak köy meydanına getirilir. Birkaç büyük taşı bir arada toplanarak saçı taşların üzerine yerleştirilir. Odunları düzgün bir şekilde saç üzerine yerleştirerek ateşler. Maşala yandıktan sonra davul,zurna maşala yanan yerde çalmaya başlar. Maşala etrafına yeteri kadar şahısın oturabileceği hasır yazılır. Maşala seyretmek için yavaş yavaş halk gelmeye başlar. Çevreden gelen misafirlere gereken itibar gösterilerek yerlerine yerleştirilir. Maşala için gereken gösteriler önceden programlanmıştır. Bir haberci gelerek efelerin gelmekte olduğunu bildirir. Davul ve zurna efeleri karşılamaya gider. Davul ,zurna eşliğinde efeler maşala meydanına gelirler. Efelerin kıyafeti oldukça ilgi çekicidir. Başta kırmızı fes fesin üzerinde itina ile bağlanmış renge renk poçu bağlanmış,gövdede açık renk gömlek,üzerinde mavi cepken,cepkenin üzerine sim su taşlarıyla işlemeli,belde şal kuşak,kuşak üzerinde palaska,kuşağa sokulmuş kama,altta kıldan dokuma elde dikilen caşır,(Menevrek),dizden aşağıda elde örülmekozalı,güllü işlenmiş yün çorap,ayakta deriden elde yapılmış çarık (ayakkabı)Efelerin arasında erkek olma şartıyla kadın kıyafeti giymiş bir kadın mevcuttur. Belli aralıklarla maşala meydanına gelen efeler yana maşala efrafında üç beş defa davul zurna eşliğinde dolaşırlar. Efe başı ooop ses yok diyerek bağırır. Davul zurna kesilir. (susar),halkta sesini keser,efeleri dinler. Efe başı şöyle seslenir; elli çuval,yüzhara sinek zırıltısı gayet zarar (yüksek sesle). Bu da efenin yiğitliğini,dinlenmesin gerektiği kısımdır. Nerede buranın ayanı,azası diye kısımdır.nerede buranın ayanı,azası diye sorar. Düğün sahibi yakınlarında bir kişi çıkar. Daha önce yere serilmiş hasır üzerine efeleri oturtur. Sigara ikram eder. Efelerin isteklerini sorar,efe başı şöyle bir istekte bulunur: Eşşek bokundan sarma,camuz bokunda kömbe,koyun bokunda kahve,kuş tüğünden minder,bunları çabuk gönder der. O kişi hemen göndereyim diyerek yanlarından ayrılır.

            Efelerden biri oyuna kaldırılır. Yöresel iki oyun oynar yerine oturur. Bu esnada yüzü tencere karasıyla boyanmış,elbisesi beyaz don ve gömlekten oluşan (oldukça eski elbise), ayakkabısız arap gelir. Bir elinde soğandan yapılmış testi bir elinde değnek,sırtında eski bir heybe, heybenin bir gözü kül dolu,bir gözü ekmek dolu,maşalanın kenarına oturarak ekmek gevretir soğanla yemeye başlar. Yemekten sonra heybede bulunan küllü, düğün sahibi,yakını veya şakadar kişilerin üzerine serperek bir ara maşala meydanından ayrılır. İki efe daha oyuna kaldırılır. Yöresel iki oyun daha oynanır,yerine otururlar. Meydana deve girer. Devenin kompozisyonuda ilginçtir. Üç kişi görevlidir. Malzeme; iadet merdiven,deve tüyüne benzer bir haba,ölmüş öküzün kafa tası, 1 adet sele ( kambur için), 2 kaşık (Kulak için), 1 adette yular.

            Yapılışı; iki kişi merdiveni omuzlarına kor. ( geçirir),bunun ortasına sele konur.en üste de haba örtülür,öküz kafası bir sırığa bağlanır. Bu sırık merdiveni ön tarafa taşıyan kişinin önünde bulunur. Sağa,sola ve çenesi hareket ettirilebilir durumdadır. Yörük kıyafeti giymiş şahıs devenin yularından çekerek meydanda konaklar. Kendi ürünleri olan yağ,peynir,yoğurt satmak çabasındadır. Bu arada iki efe daha oyuna katılır. Oyundan sonra arap sahaya girer,kül savurarak ortaya bir telaş sokar. Bu arada yörükten alış veriş için iki şişman obur adam yanaşır. Şişmam adamlarda oldukça ilginçtir.

            Hazırlanışları: bu kişilerin arka ve önlerine iki yastık sarılmıştır. Üzerine bolca elbise giydirilmiştir. Ellerinde birer sopası vardır üç aşağı,beş yukarı pazarlıkla yörüğün ürünlerini satın alırlar. Yörük alış veriş bitince devesi ile gider. Kalan iki şişman yoğrt senin,yağ benim derken aralarında anlaşmazlık çıkar, sopayla kıyasıya bir kavga sergilerler. Döğüşe döğüşe sabadan ayrılırlar.e son efelerin arasındaki kadın oyuna kalkar. Kadın oynamakta iken arap hızlı bir şekilde sahaya gider,kadının kolundan yakalayarak alır kaçar. Efeler hep birlikte ayağa kalkarlar. Kadını içlerinden birinin sattığını zandederek tüfek dipcikleriyle birbirlerine vurarak, sen sattın,öbürü ona sen sattın diyerek maşaladan uzaklaşarak kadını aramaya giderler. Efelerin gitmesi maşalanın dağılması demektir. Davul,zurna hemen köroğlu havasını çalmaya başlar. Görevli kişiler misafirlerini alarak maşalayı yavaş yavaş terk ederler. Görevli kişi herhangi bir yangına sebep vermemek için yanan ateşi suyla iyice söndürür.

            Bundan sonra efeler,arap,şişmanlar,deveyi canlandıranlar kız evine bir nezaretçi ile giderler. Kız evinde gerekli ağırlama,hürmet yapılır. Bahşiş anında verilen para nezaretçi tahsil eder. Hoş sohbet ile kız evinin hazırladığı baklava yenir. Kız evinden uğurlanırlar. Efeler oğlan evine gelirler yat geber adı verilen yemeği yiyerek dağılırlar.

 

Çevreden gelen misafirlere gereken itibar gösterilerek yerlerine yerleştirilir. Maşala için gereken gösteriler önceden programlanmıştır. Bir haberci gelerek efelerin gelmekte olduğunu bildirir. Davul ve zurna efeleri karşılamaya gider. Davul ,zurna eşliğinde efeler maşala meydanına gelirler. Efelerin kıyafeti oldukça ilgi çekicidir. Başta kırmızı fes fesin üzerinde itina ile bağlanmış renge renk poçu bağlanmış,gövdede açık renk gömlek,üzerinde mavi cepken,cepkenin üzerine sim su taşlarıyla işlemeli,belde şal kuşak,kuşak üzerinde palaska,kuşağa sokulmuş kama,altta kıldan dokuma elde dikilen caşır,(Menevrek),dizden aşağıda elde örülmekozalı,güllü işlenmiş yün çorap,ayakta deriden elde yapılmış çarık (ayakkabı)Efelerin arasında erkek olma şartıyla kadın kıyafeti giymiş bir kadın mevcuttur. Belli aralıklarla maşala meydanına gelen efeler yana maşala efrafında üç beş defa davul zurna eşliğinde dolaşırlar. Efe başı ooop ses yok diyerek bağırır. Davul zurna kesilir. (susar),halkta sesini keser,efeleri dinler. Efe başı şöyle seslenir; elli çuval,yüzhara sinek zırıltısı gayet zarar (yüksek sesle). Bu da efenin yiğitliğini,dinlenmesin gerektiği kısımdır. Nerede buranın ayanı,azası diye kısımdır.nerede buranın ayanı,azası diye sorar. Düğün sahibi yakınlarında bir kişi çıkar. Daha önce yere serilmiş hasır üzerine efeleri oturtur. Sigara ikram eder. Efelerin isteklerini sorar,efe başı şöyle bir istekte bulunur: Eşşek bokundan sarma,camuz bokunda kömbe,koyun bokunda kahve,kuş tüğünden minder,bunları çabuk gönder der. O kişi hemen göndereyim diyerek yanlarından ayrılır.

            Efelerden biri oyuna kaldırılır. Yöresel iki oyun oynar yerine oturur. Bu esnada yüzü tencere karasıyla boyanmış,elbisesi beyaz don ve gömlekten oluşan (oldukça eski elbise), ayakkabısız arap gelir. Bir elinde soğandan yapılmış testi bir elinde değnek,sırtında eski bir heybe, heybenin bir gözü kül dolu,bir gözü ekmek dolu,maşalanın kenarına oturarak ekmek gevretir soğanla yemeye başlar. Yemekten sonra heybede bulunan küllü, düğün sahibi,yakını veya şakadar kişilerin üzerine serperek bir ara maşala meydanından ayrılır. İki efe daha oyuna kaldırılır. Yöresel iki oyun daha oynanır,yerine otururlar. Meydana deve girer. Devenin kompozisyonuda ilginçtir. Üç kişi görevlidir. Malzeme; iadet merdiven,deve tüğünebenzer bir haba,ölmüş öküzün kafa iskeleti, 1 adet sele ( kambur için), 2 kaşık (Kulak için), 1 adette yular.

            Yapılışı; iki kişi merdiveni omuzlarına kor. ( geçirir),bunun ortasına sele konur.en üste de haba örtülür,öküz kafası bir sırığa bağlanır. Bu sırık merdiveni ön tarafa taşıyan kişinin önünde bulunur. Sağa,sola ve çenesi hareket ettirilebilir durumdadır. Yörük kıyafeti giymiş şahıs devenin yularından çekerek meydanda konaklar. Kendi ürünleri olan yağ,peynir,yoğurt satmak çabasındadır. Bu arada iki efe daha oyuna katılır. Oyundan sonra arap sahaya girer,kül savurarak ortaya bir telaş sokar. Bu arada yörükten alış veriş için iki şişman obur adam yanaşır. Şişmam adamlarda oldukça ilginçtir.

            Hazırlanışları: bu kişilerin arka ve önlerine iki yastık sarılmıştır. Üzerine bolca elbise giydirilmiştir. Ellerinde birer sopası vardır üç aşağı,beş yukarı pazarlıkla yörüğün ürünlerini satın alırlar. Yörük alış veriş bitince devesi ile gider. Kalan iki şişman yoğrt senin,yağ benim derken aralarında anlaşmazlık çıkar, sopayla kıyasıya bir kavga sergilerler. Döğüşe döğüşe sabadan ayrılırlar.e son efelerin arasındaki kadın oyuna kalkar. Kadın oynamakta iken arap hızlı bir şekilde sahaya gider,kadının kolundan yakalayarak alır kaçar. Efeler hep birlikte ayağa kalkarlar. Kadını içlerinden birinin sattığını zandederek tüfek dipcikleriyle birbirlerine vurarak, sen sattın,öbürü ona sen sattın diyerek maşaladan uzaklaşarak kadını aramaya giderler. Efelerin gitmesi maşalanın dağılması demektir. Davul,zurna hemen köroğlu havasını çalmaya başlar. Görevli kişiler misafirlerini alarak maşalayı yavaş yavaş terk ederler. Görevli kişi herhangi bir yangına sebep vermemek için yanan ateşi suyla iyice söndürür.

            Bundan sonra efeler,arap,şişmanlar,deveyi canlandıranlar kız evine bir nezaretçi ile giderler. Kız evinde gerekli ağırlama,hürmet yapılır. Bahşiş anında verilen para nezaretçi tahsil eder. Hoş sohbet ile kız evinin hazırladığı baklava yenir. Kız evinden uğurlanırlar. Efeler oğlan evine gelirler yat geber adı verilen yemeği yiyerek dağılırlar .